Ahmet Yenilmez

Ahmet Yenilmez

Allah’ım bizi sahte kurtarıcılar ve sahte kurtuluşlardan kurtar!

“26 Ağustos 1071 ve 1922 bu halde kutlanamaz!’’ başlıklı yazımdan sonra öylesine tepkiler aldım ki anlatamam! Terbiyeden hayadan nasibini almamışların galiz küfürleri mi desem, beni dinsiz ilan edenleri mi desem, yoksa Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı tekeline almış adeta mezar soyguncuları gibi sömüren, lakin Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu devleti yıkmak için askerini polisini öldürenlerle kol kola girip ittifak yapmak da beis görmeyip kuduranları mı desem... 

Sizin anlayacağınız ne kadar, ‘’Geçinenler’’ varsa, onların kovanlarına çomak sokmuşum! 

Düşünsenize suyumuzu öylesine bulandırdılar ki, istedikleri gibi bizi, nesillerimizi avlayabiliyorlar! 

Bu ülkede, 80 yıl Çanakkale Zaferi ile ilgili bir şey yapılmaz, birileri yapınca da, ‘’Vay, siz Çanakkale’yi Kurtuluş Savaşı’nın karşısına koyuyorsunuz’’ diye feryat eder! 

Çanakkale Zaferi’nde Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya yer verirsin birileri çıkar, ‘’Vay, O bu savaşta kaç subaydan biriydi, sen nasıl onu ön plana çıkardın’’ diye ortalığı velveleye verirlerdi! 

Bir taraf, Gazi’nin, ‘’Çanakkale yeni Türkiye’nin önsözüdür’’ sözünden habersizdir, diğer taraf da Gazi’nin, Çanakkale’de halifenin ordusunun bir subayı olduğundan habersizdir! 

Bakınız, dün Malazgirt’te Anadolu’yu vatan tutuşumuzun 948. yıl kutlamaları oldu! 

Peki sorarım size, neredeydi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu? 

Neredeydi, Sayın Meral Akşener? 

Bırakınız, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener’i neredeydi HDP Genel Başkanı? 

Malazgirt sadece Türklerin var olma yok olma savaşı mıydı? 

Bizans ordusunun askerleri, ‘’Bu Türk’ü öldürün, bu Kürt’ü öldürmeyin’’ mi dedi? 

Geçen yazımda da belirttiğim gibi 30 Ağustos 1922’nin ilk emrini Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın neden 26 Ağustos’a denk getirdiğini bilmeden nasıl 30 Ağustos Zaferi kutlayacaksınız, ey Sayın Kılıçdaroğlu? 

Bir de kendisini milli, yerli, İslami ilan edip her türlü, milli, yerli, İslami değeri geçim kaynağı yapmaktalar! 

Adını vermeyeceğim, biri de çıkmış Hatay’ın Belen ilçesinde bir kadının vahşice işlediği cinayeti sebep göstererek, kadın cinayetlerine tepki koyanları, bir güzel dış bağlantı sosuyla soslayarak hedefe koymuş! 

Nedir bu? 

Bunun adı değerlerin üzerinden geçinmek değildir de nedir? 

Ortak acılarımız, sevinçlerimiz ve değerlerimiz ayrılma sebeplerimiz olmuş! 

Birbirimizi ortak acılarımız, sevinçlerimiz ve değerlerimizi kavga sebebi yapıp da boğazlıyoruz! 

Bunun bir başka örneğini, hiçbir medeniyette ve ülkede göremezsiniz! 

İşin acı ve tehlikeli tarafı da şu ki, bugün her kesimden geçinenlerin kurtarıcı rolüne soyunmuş olmalarıdır! 

Merhum Necip Fazıl Kısakürek’in, ‘’Ulu Hakan Abdülhamid Han’’ kitabında Sultan II. Abdülhamid Han’a ithaf edilen dua ile bitireyim yazımı, ‘’ Şu titrek elleri, Kıyamet gününde sana “Ümmetim, ümmetim!” diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde, şimdi “Milletim, milletim! “ diye dilenen bu ihtiyarın duasını geri çevirme! Milletimi evvelâ “Ba’sü ba’de’l-mevtsiz” bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar ve sahte kurtuluşlardan kurtar ; ve ona bir gün gelecek kurtarıcıları, gerçek kurtuluşu nasib eyle!..’’ …